do in

  1. (a) öldürmek, gebertmek, canını çıkarmak.
    If he tells the police, I'm really going to do him in.
    (b) çok yormak, canını/pestilini çıkarmak, bitap düşürmek.
    All done in after the long hike: Uzun yürüyüşten sonra hepsi bitap düşmüştü.
    I'm really done in after walking all day: Bütün gün yürümekten canım çıktı.
bir şeyi nezaket icabı yapmak zorunda olmak Verb
bir şeyi yapmayı onur saymak Verb
bir hesabı kafadan yapmak Verb
(... için) elinden gelen herşeyi yapmak Verb
(... için) yapabileceği herşeyi yapmak Verb
(... için) ne gerekiyorsa yapmak Verb
yarı zamanda bitirmek Verb
alışverişini şehirde yapmak Verb
bürodaki görevinıyapmak Verb
bürodaki işinıyapmak Verb
birini bitap düşürmek Verb
birinin canına kıymak Verb
birini öldürmek Verb
birini yormak Verb
gözünü küllemek, aldatmak, faka bastırmak.
ezbere iş görmek Verb
bir işi ağırdan alarak yapmak Verb
bir şeyi acelesiz yapmak Verb
bir şeyi hususi bir sıfatı haiz olarak yapmak Verb
bir şeyi ustaya yakışır şekilde yapmak Verb
bir şeyi yanlışlıkla yapmak Verb
ortasını bulmak Verb
her yaptığı şeyi yanlış yapmak Verb
işleri ahenkli yapmak Verb
paketler halinde sarmak Verb
paketler halinde sarmak Verb
İngilizcesi nedir? Sentence, Language-Literature
Türkçesi nedir? Sentence, Language-Literature
...de ne buluyorsun?
çilek ne zaman çıkar
Roma'da isen Romalı gibi davran. Sentence, Idioms
Bulunduğun yerin adetlerine uy. Sentence, Idioms
bu işte senin rolün ne ?